Sana Seni Anlattım..

Hiçbir hedefin olmadı senin ... Öyle çok inanırdın ki kendine ...
Hayata aldanmak kutsal bir şölendi senin için ... Yaşanmış her şeyi unutarak yani bütün hedeflerini yakarak, gözünün içindeki meleklere bakardın, insanların kederli göğüne. Tarifsiz biriydin yakından bakıldığında ... Öyle iyiydin ki bütün oyunlar bozuluyordu sende ...
Senin saflığın bütün tarifleri bozuyordu.

Oysa sen kendine güveni
olmayan, kararsız, dakikası dakikasına uymayan bir varlıktın.
 Bence
hayatın dokusundaki o silinmez laneti görüp de sustuğun için böyle
tutarsızdın.
Bütün felaketlerden kendini sorumlu tutup varlığını siper ettiğin
için o başı ve sonu belli olmayan kötülüğe ...
Üstelik alabildiğine güzel ve sevimliydin ...! ve sevgi gündelik
yaşam biçimindi senin. Çünkü hiçbir zaman sevgiyi planlamıyordun sen
... Sevgiye karar veremiyordun bir türlü ... Elinde değildi, sevgiye
gene de, farkında olmadan maruz kalıyordun sen. Sevgi hiç
beklemediğin yerde, hiç düşünmediğin bir zaman gelip seni buluyordu.
Mahcup olmaktan çok çekinirdin. Çünkü bilirdin ki mahcubiyet
yorgunluktur. Bana gülümseyen, umutlu bir maske taktın. Bana sevecen
sözler öğrettin. Kimsenin kalbi kırılmasın diye bu dünyadan o kabına
sığmayan ümitsizliğe vakitsiz bahar giysileri giydirdin. Eksik
yaşanmış ve hep eksik yaşanacak bahar giysileri ... Kendin için
değil, aşkların için değil, sana güvenen, sana dayanan insanlar için
gizledin ümitsizliğini ...
Sanki yazgı değişecekmiş gibi hiç durmadan seviştin bu ümitsizlikle.
Zehirlenmesin diye bu incelik, küçük düşmesin diye bu şiir,
üzülmesin diye sana güvenenler hep acıyla seviştin ... Kimseye
bulaşmasın diye gördüğün ve yaşadığın cinnet, kimseye onulmaz kötü
yapmasın diye bu dünyanın dokusuna kazınmış lanet ... Oysa maske ve
bir hedefin olmadığı için asıl dengeleri bozan sendin. Herkese ait
gibi görünüyordun, ama hiçbir yere, hiçbir kimseye ait değildin
 ve
olamazdın da.
Onca kalabalığın içindeyken bile birden kayboluyordun. Her şey
kendinden olsun diyordun, aşk gibi, isyan gibi, sevişmek gibi,
hüznün o güzel yüzlü perisi gibi ...

İçinden geldiği gibi hareket ettiğin için istikrarı bozuyordun.
Kimse seni anlamıyor ve bu yüzden deli damgasını yiyordun hep. Kimse
seni elde var bir, diye düşünemiyordu. Sen kendini cesur bile
bulamazdın. İçindeki derin merhamet seni gövdene düşman kılan öfkeyi
bile durmaksızın küçük düşürdü. Omuzlarında bunca yük varken
unutulmak istedin, unutturulmak istedin. Zaten doğuştan kanayan
içini, bir kez daha kanattın, bir kez daha, bir kez daha.

SENİN HAYATIN
Sana Seni Anlattım ...

posted under | 0 Comments
Daha Yeni Kayıtlar Önceki Kayıtlar Ana Sayfa

Followers


Recent Comments